Bugüne ait ikinci entry (girdi) 'yi de yapalım sonrada gerçek hayata geri dönelim.... Bence yandaki bu kitabı okuyun. Teşekkür ekonomisi'nin hem yazarına hemde çevirmenine "teşekkür" etmek gerekir. Gerçekten güzel bir çeviri olmuş. Anlaşılır ve çevirinin o saçma sapan cümle sorunlarından arındırılmış. Sanki Gary Vaynerchuck "Kitabın yazarı olur kendileri" türkçe yazmış gibi. Peki bu kitap neyi anlatıyor. Aynen şunu ;
"... Bu liderler uzun vadeli bakış açısını benimsemek ve ilerrlemelerini ölçmek için kısa vadeli kıyaslamaları kullanmayı bırakmak zorunda kalacaklar. İşletmenin tüm kademelerinde çalışan insanlar kişiliklerinin, kaplerinin ve ruhlarının kendisini göstermesine izin vermek zorunda kalacaklar..
Benim Teşekkür ekonomisi dediğimiz dönemde yaşıyoruz; çünkü sadece terbiyelerini çok eski moda bir tarzda nasıl takınacaklarını ve bunu nasıl özgün bir biçimde yapacaklarını bulan şirketler bu dönemde rekabet edebilme şansına sahip olacaklar" s.38
Kısacası yazar, "eğer sosyal medyayı marka yaratma ve pazarlama sürecinde etkin kullanmayıp, müşterilerinizi olması gerekenden daha çok önemsemezseniz güme gidersiniz." diyor. Çünkü o fazla önemsemediğiniz müşterilerden bir tanesi bilgisayarının başında sosyal medyanın gücünü kullanarak size öyle şeyler yapabilir ve sizde bunu engelleyemeyebilirsiniz ki o küçücük önemsememe belki başta önemsizmiş gibi görünür ancak sonuçları açısından bir felaket olabilir.
Geri kalan ve fazlası için kitabı okumanızı öneririm.
Yorumlar
Yorum Gönder