Az önce takip ettiğim bloglardan olan Hasan BAŞUSTA'nın bloguna bir yazı düştü. Gayri Safi Milli Mutluluk. Konu ilginç ve bana göre araştırılması gereken bir konu. Aslında bu alan biraz kalkınma iktisadı, çalışma ekonomisi'nin sosyal politika alanlarına giriyor. Belki bu yüzden ilgimi çekti bir ÇEEİ'ci olarak. GSMM (Gayri Safi Milli Murluluk) kavramı basitçe toplumların iktisadi kalkınmaları ile o toplumdaki insanların mental (ruhsal) halleri arasında bir kolerasyon olduğunu, gelişimin sadece çalışarak değil, mental olarak da gelişip dengeli bir ruh haline sahip insanlardan oluşan mutlu bir toplum ile sağlanabileceğini ifade ediyor. Yani aslında siz ne kadar gelişmiş bir finansal yapıya sahip olun, bilim ve teknolojide,adalet,sağlık ve eğitimde ne kadar gelişmiş olursanız olun insanlarınızın ruh halleri ile bu gelişme arasında negatif bir kolerasyon varsa bu ülkenin gelişmesi bir yerden sonra duracaktır. Kısaca bu kavrama göre sosyal refahı sağlama ve ekonomik kalkınmada ne kapitalist modeller ne de sosyalist modeller işe yarayacaktır. Çünki bu iki model'de insanların mental hallerini kalkınma ve sosyal refahta dikkate almaz. İşte bu yüzden Gayri Safi Milli Mutluluk iktisadi konulardan ziyade biraz da işin teolojik ve metafiziksel yanlarınıda hesaba katmaktadır. Bu kavram Bhutan denen bir ülkeden dünyaya yayılan bir kavrammış. Btuhan çok ilginç bir ülke. 1961 yılına kadar dünyada bu ülkeye giden bir yol yokmuş.Tamamen dünya ile izole yaşayan bir toplum. Dünyaya kapılarını yeni yeni açıyor. Neyse.. Konu ile ilgili olarak şu video'ya bakmakta fayda var. Şu lafta önemli. Dr. Caner TASLAMAN'dan. Hasan BAŞUSTA'nın makalesi'de burada.
Bu konuya yakın [1] ve [2] bu kitaplar gösterilebilir.
Acaba bu dünya ekonomisinin gelişmesinde bir üçüncü yol (Kapitalizm, Sosyalizm, ve ?) olabilir mi ?. Ya da bu kavram Bhutan gibi bakir bir coğrafyadan tertemiz ortaya çıkıp dünya da -Alev Alatlı'nın tabiriyle- Turbo Kapitalizm'in dünyayı ezdiği bir zamanda ne kadar dayanacak?.Ama gerçek şu ki böyle bir kavram tartışılıyorsa dünya insanlarının ruh yapıları ciddi bir şekilde bozulmaya başlamış ve toplumlar bir çıkış yolu aramaya başlamış demektir. Çünki bu batı icadı turbo kapitalist,sadece ekonomik değeri esas alan yapı hiç de bizim -temel olarak tüm dünya insanlarının- iç dünyamıza ve yaratılışımıza göre değil ve sanırım modadan sonrada sosyal ve ekonomik modellerde de gelişmek adına iç huzur, mental sağlık gibi konuları içeren eski oryantalist modellere dönülecek gibi. Kimbilir..
Parasızda saadet olacak gibi. Adam Smith ve Milton Fredmana ithafen :)
Bu konuya yakın [1] ve [2] bu kitaplar gösterilebilir.
"Ne kapitalizmin tatmini maksimum arttırması, ne Budistler ile sufilerin arzuları maksimum düşürmesi insan yaratılışına uygun çözümü sunamaz."
Acaba bu dünya ekonomisinin gelişmesinde bir üçüncü yol (Kapitalizm, Sosyalizm, ve ?) olabilir mi ?. Ya da bu kavram Bhutan gibi bakir bir coğrafyadan tertemiz ortaya çıkıp dünya da -Alev Alatlı'nın tabiriyle- Turbo Kapitalizm'in dünyayı ezdiği bir zamanda ne kadar dayanacak?.Ama gerçek şu ki böyle bir kavram tartışılıyorsa dünya insanlarının ruh yapıları ciddi bir şekilde bozulmaya başlamış ve toplumlar bir çıkış yolu aramaya başlamış demektir. Çünki bu batı icadı turbo kapitalist,sadece ekonomik değeri esas alan yapı hiç de bizim -temel olarak tüm dünya insanlarının- iç dünyamıza ve yaratılışımıza göre değil ve sanırım modadan sonrada sosyal ve ekonomik modellerde de gelişmek adına iç huzur, mental sağlık gibi konuları içeren eski oryantalist modellere dönülecek gibi. Kimbilir..
Parasızda saadet olacak gibi. Adam Smith ve Milton Fredmana ithafen :)
Yorumlar
Yorum Gönder